Donnerstag, 2. Mai 2019


Mehmet Ünal

AKINTIYA KÜREK...

Cengiz Akduman
PANATOLIA Fotograf Albümü

Kitap geleli epey zaman geçmiş...
         Geldiği günden beri bu kitap üzerine düşünüyorum... herkes biliyor: Fotograf kitapları yayınlamak kolay bir şey değil. Hele sayfalarında fotograftan başka, bir kaç satır açıklayıcı cümleler hariç, olmayan bir yayın hevesine girmek neredeyse olanaksız. Ülkemiz dışında da kolay değildir. Yayınevi satmak ister. Ve bu isteğinin dışında bir düşünce geliştiremez. Yayın politikasının özü budur. İçerik en geriden gelen bir hayalettir. “Popüler“olan birinci sıradadır. Popüler olmayana ise sıra gelmez. Daha ileri gidersek “yok“sayılırlar. Ki, popüler olanın da, garantisi yoktur. (Ara Güler’in ’Işlık Çalan Adam’ sergisi 2018 yılında açılmış, aynı işimde bir de katalog yayınlanmıştır. İkibin adet basılan kitabı, sergi açılışının üzerinde altı ay geçmesine karşın, siparıs ederek edinebilmiştim. Yanı Ara Güler gibi tanınmış bir isim bile, kitabın satışını arttırmamış...)
Bu düşünce dışında, farklı yayınevleri olabilir. Ancak bu işin nasıl bir ticaret olduğunu ve bu işin hacmini en iyi Frankfurt Kitap Fuarını ziyaret edenler bilirler. Kitap yayınlamakta, diğer bir tavır ise “kafa-kol“ ilişkileridir... Bu ilişkisi olmayan gönderdikleri çöp kutusuna yönlendirilir. Yanıt bile verilmez. Ayrıca yayınevlerinin, gönderilen bu eserleri değerlendirecek altyapısı sınırlıdır. Personel gerektirir. Masraf çıkartır ve getirisi yoktur.
         Cengiz Akduman, daha kitap yayın aşamasındayken, Yine bir delilik yaptım bir kitap projesine giriştim.“ Diye yazmıştı. Maalesef ülkemizde fotograf albümleri, projeleri DELİLİK’tir. Klasik deyimle: “Don Kişotluktur.“ Cengiz daha başlangıçda böyle bir tavır almıştır. Ve kimse bunun neden böyle olduğunu merak etmez; ya da sohbeti geçiştirir. Yayınlandıktan sonra da methiyeler, (Face dilinde) “Like“ler bitmez tükenmez. Ancak satın alanların sayısı, Cengiz’in de söylediği gibi: Benim kitabı likelayanların hepsi alsaydı şimdi 3 ncü baskıya girmişti üç kitapta.“
Düşünelim: Ana malzemesi ’görmek-göstermek’ olan bir mecranın, basılı görsel malzemelerinin çok kısıtlı olduğu bir ülkede, bakmak/görmek isteyenlerin sayısı da epey kısıtlı. Yeni nesil ise, haksızlık yapmak istemem, WEB’de izledikleri ile yetinmekte... bizler bir fotografı ya da onun basılı başka bir malzemesini karşımıza almadan, o kadar iyi anlayamıyoruz...
Bir başka örnek: Kendi kitabım ’Yaşamın Aynası Fotograf’2012 yılında 1000 adet basılmıştı. Hâlâ, web üzerinden satış yapan sitelerde bulunabiliyor... Ülkemizde ortalıkta dolaşan ve kendilerine fotografçı diyenlerin sayısına bakarsak epey üzücü bir durum... Bakmak/görmek kültürünün yanısıra okumak kültürü de içler açısı... bir tanıdığım “çölde vaha arıyorsun“demişti. Haklı! 

Gelelim Kitaba

PANATOLIAalbümündeki bu fotograflarının bir kısmını 2010 yılında gerçekleşen “Panİstanbul“sergisinde görmüştüm. Beyoğlu’nda bir galerinin duvarlarında asılıydılar. Açılış akşamları meraklısı bol oluyor. Ve fotograflardan çok büfede bulunan renkli şişeler ve yiyeceklere rağbet  duvarlarda asılan fotograflardan daha fazla...
Kitap hakkında, içerisindeki fotograflar hakkında söz söylemek bana düşmez. Cengiz’in kişiliğine yakışan bir ürün raflarımızda yerini alıyor. O zaten kendini yenileyen, kendini aşmaya çalışan yapıcı bir bireydir. Karşılaştığı gerçeklere sırt çevirmemiş, zamanımızda kendine göre 
bir yer seçmiş, fotografta taraf almıştır.
Bu kitabın sayfalarını çeviriken, her sayfasına dikkatle, özenle baktım. Okumalar yaptım. İlk kez tanışma fırsatı bulduğum fotograflara bakarken şaşırdım...

Akıntıya kürek
         
Evet, içinde bulunduğumuz koşullarda fotograf 
adına yaptıklarımız, “Akıntıya kürek çekmek.“Olabilir. Başlamışız, sevmişiz, bir kere...  Bugün içinde bulunduğumuz, kısıtlı da olsa, bu yazıda değindiğim girdabın içerisindeyiz. Bu durum bana umutsuzluk vermiyor. Bize ustalardan çok çırakların gerekliliğine hala inanıyorum. Yaşadığımız coğrafyanın insanı duyarlıdır. Şu an insanlarımız, içinde bulunulan koşullar nedeniyle bir yabancılaşma-yalnızlaşma içerisindedirler. Bazen kıyasıya eleştirdiğimiz bu insanların da günün birinde doğruyu, gerçeği bulabileceklerine inanıyorum.
         Süslü-püslü bir kitap tanıtma yazısı olmadı. Farkındayım. Şayet okuyan biri çıkar sanısıyla, içten 
minik bir eleştiri-özeleştiri gerçekleştirmeye çabaladım.
Yazar Tomris Uyar, 28 Mayıs 1988 tarihli Güneş gazetesindeki şöyleşisinde, “Yazmak metodlu bir delilik“demiş. Cengiz için bunu şöyle değiştirsek: “Fotograf çekmek, albüm yayınlamak metodlu bir deliliktir.“Umarım bana kızmaz. Zaten günlerce, haftalarca, aylarca, “Bir delilik yaptım!“dememişmiydi...
Abidin Dino Ara Güler hakkındaki yazısında, ’Bana Göre Ara’ başlıklı yazısında, “Fotoğraf hem tarih, hem şiirdir.“Demiş. Sevdim!


Kitabın künyesi:
Cengiz Akduman
PANATOLIA 
Kendi yayını, Suadiye, Istanbul 2018
Baskı: A4 Matbaacılık, Istanbul




Göç Çocukları ’Almanya’nın üzerinde bir hayalet dolaşıyor.: Entegrasyon!’   ’Birinci Nesil’, ’İkinici Nesil’ ya da ’Üçüncü Nesil’ veya hâlen...